Tüm dünyada İnsan Hakları Günü olarak kutlanan 10 Aralık'ta, insanlık onuruna saygıyı, eşitlik ve özgürlüğü savunmanın önemini bir kez daha hatırlıyoruz. İnsan hakları, her bireyin doğuştan sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerin teminatıdır. Bu haklar, dil, din, ırk, cinsiyet ve diğer ayrımlar gözetmeksizin herkese eşit olarak tanınmalıdır.
Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana, tüm vatandaşlarımızın eşit haklara sahip olduğu, onur ve özgürlüğün teminat altına alındığı bir toplum hedefi güdülmüştür.
Ancak ne yazık ki, bugün hala dünyanın çeşitli yerlerinde savaşların, zulmün ve ayrımcılığın etkisiyle milyonlarca insan temel haklarından mahrum kalmakta, özgürlükleri ve yaşamları ellerinden alınmaktadır. Özellikle Filistin, bir yüzyıldır süren çatışmalarla yıkım ve acılar içinde bir halkın yaşadığı trajedilere sahne olmaktadır. Filistin halkı, barış ve güvenlik içinde yaşam hakkına, çocuklar ise eğitim ve sağlık gibi temel haklara ulaşabilmek için ağır bedeller ödemektedir.
Bugün, savaşların ve çatışmaların son bulduğu, adaletin ve barışın hâkim olduğu bir dünyada yaşamak hepimizin ortak arzusudur. Milli Eğitim olarak, gençlerimize sadece bilgiyi değil, aynı zamanda insan hakları bilincini, hoşgörüyü, empatiyi ve barışı öğretmek için kararlı adımlar atıyoruz. Çünkü ancak eğitimle, sevgiyle, anlayışla ve ortak bir insanlık değerine sahip çıkarak dünya genelinde insan hakları ihlallerinin önüne geçebiliriz.
Unutmayalım ki, insan hakları yalnızca bir ideali değil, tüm insanlık için varlık nedeni olan bir gerçekliktir. Hep birlikte, insana saygıyı ve barışı her alanda egemen kılmak, çocuklarımız için daha huzurlu ve adil bir dünya kurmak için kararlılıkla çalışmalıyız. İnsan hakları evrenseldir; bu onurlu mücadeleye katkıda bulunmak, her bireyin en temel sorumluluğudur.
